Roboskî Katliamı’nda yakınlarını kaybeden çocuklar, Şehit Er Mehmet Ali Kültür İlköğretim Okulu’nda dövüldüklerini, hakarete uğradıklarını söylüyor. Bunlardan biri de en son dövülen Hatice Encü’nün 12 yaşındaki kızı.
Şırnak’ın Uludere (Qileban) bölgesinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti ordusuna ait savaş uçaklarının bombardımanıyla 19’u çocuk 34 sivilin yaşamını yitirdiği Roboskî Katliamı’nın üzerinden bir yıl geçti. Katliamda yakınlarını kaybeden çocukların psikolojileri henüz düzelmemişken, yaşadıkları travma okulda gördükleri kötü muamele yüzünden daha da derinleşiyor.
Şehit Er Mehmet Ali Kültür İlköğretim Okulu’nda bir öğretmen tarafından “arkamdan konuşmuş” gerekçesiyle dövüldüğü iddia edilen Hatice Encü’nün 12 yaşındaki çocuğu K.E. olayı şöyle anlatıyor: “Hoca teneffüste yanıma geldi, elimden tutup öğretmenler odasına götürdü. Ben ve iki öğretmenim vardı. Kadın öğretmenim ‘Sen benim arkamdan konuşmuşsun, niye bana kıvırcık diyorsun’ dedi, sonra tokat atmaya kalktı. Ben de onun elini tuttum. Dedim ki; ‘Kim söylediyse karşıma gelsin’. Sonra beni sınıfa götürdü, ‘benim hakkımda konuşanlar parmak kaldırsın’ dedi. Birkaç arkadaşım hariç herkes parmak kaldırdı.”
“Sen bana biraz sevgili olsan ben de sana saygılı olurdum.”
Yaşadığı tüm eziyeti ayrıntılarıyla anlatan K.E. şöyle devam ediyor: “Öğrencilerden biri benim, öğretmen döverse bir daha okula gelmeyeceğimi, kaçacağımı söyledi. Öğretmen de dönüp bana ‘S. Git’ dedi. Ben de sınıftan çıkmak için kapıyı açtım, beni montumdan tuttu, yere düşürdü, montumun şapkası yırtıldı. Yine elini kaldırdı, ben yine tuttum ve dedim ki, ‘Sen babanın hayrına ders vermiyorsun bize’. Sonra bana tokat attı, ben de bağırdım, koşarak gitmeye çalıştım. Koridorda yakamdan tuttu, müdür odasına geçtik. Orada bir hocama küfür etti, çünkü o hocam ‘bir daha bu çocukları dövmeyeceksin’ diyordu. Beni döven hoca da, ‘Timsah gözyaşları döküyor, o da bana kıvırcık diyor, bir tokat vururum kıvırcık olursun. Saygısız!’ dedi. Ben de ‘Sen bana biraz sevgili olsan ben de sana saygılı olurdum’ dedim.”
“Bizi de katledecekler, niye okuyayım.”
Anne Hatice Encü ise katliamın ardından kızının psikolojisinin çok bozulduğunu söyleyerek, kızının, “Bir gün bizi de katledecekler. Niye gideyim okula? Benim yaşımdaki öğrencileri katlettiler.” dediğini ifade ediyor: “Ben bir ay uğraştım kızımın okula geri dönmesi için. Şmdi o öğretmenin ne hakkı var, kızımı okuldan soğutmaya, zaten zorla ikna etmiştim.”
“Kızımı dövesin diye mi büyüttüm ben.”
Anne Encü sözlerine şöyle devam etti: “Sabah kalktım, saçını taradım, giydirdim, okula gönderdim. Baktım daha öğlen olmadan eve geldi. Kıpkırmızı olmuş, montunun şapkası yırtılmış, ağlıyor. ‘Ne oldu?’ diye sorduğumda ‘Öğretmen beni dövdü’ dedi. Kalktım okula gittim. O öğretmen de geldi. Dedim ki ‘Sen ne hakla benim kızımı döversin? Ben onu sen dövesin diye mi büyüttüm?’ Öğretmen başladı sesini yükseltmeye: ‘Kızın çocuk değil, papuç kadar dili var, bak nasıl laflar ediyor, sen nasıl bana hesap sorarsın haddini bil!’ dedi. Ben anlayışsız biri değilim, kulağını çekseydi, bana uyarmamı söyleseydi… ama yapmadı. Kızımın psikolojisi zaten bozuk, ben böyle dövebileceğini tahmin etmezdim, yoksa ısrar eder miydim ‘okula git’ diye kızıma. Bir de bağırıyor, ben de sinirlendim, ‘Sen haddini bil, kızıma vuran ellerin kırılsın!’ dedim”
Anne Hatice Encü ve küçük kızının anlattığı bu olay ne yazık ki tek değil. Daha bir hafta kadar önce de aynı sınıftaki H.Ü. adlı öğrencinin, aynı öğretmen tarafından tekme tokat dövüldüğü; söz konusu öğretmenin, annesini yakın zamanda kaybeden S.E. adlı öğrencisine ‘Anne babanız hayvan, sizi de hayvan gibi yetiştirmişler’ dediği iddia ediliyor.
Olaylar hakkında bilgisine başvurduğumuz okul müdürü Gökhan Kanar ise konudan haberdar olmakla beraber bizzat şahit olmadığını, anne Hatice Encü’nün gelip kendileriyle görüştüğünü fakat bu konuda açıklama yapma yetkisinin bulunmadığını söylüyor.
Roboskîli çocuklar 27-28 Aralık tarihinde okulu boykot ediyor.