Bir aydan uzun süredir tedavi görmekte olduğu hastanede 27 Şubat günü kalp ve çoklu organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybeden eski başbakanlardan Necmettin Erbakan, bugün Fatih Camii'nde kılınan cenaze namazı sonrasında Merkezefendi Mezarlığı'ndaki aile kabristanına defnedildi. Saadet Partisi Genel Başkanı ve Milli Görüş liderinin yurtdışından da katılımların olduğu cenazesinde yüzbinlerce kişi katıldı. Sabahın erken saatlerinde Fatih Camii avlusunda toplanan kalabalık, cenaze namazının ardından Merkezefendi Mezarlığı'na kadar cenaze kortejine eşlik etti.
Türkiye siyasi hayatının en önemli figürlerinden biri olan Erbakan'ın vasiyeti doğrultusunda devlet töreni düzenlenmemesine karşın, cenaze töreninde devletin neredeyse tüm yetkilileri bir araya geldi. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bundan 14 yıl önce 28 Şubat'ta yaptığı ve daha sonraları "post modern darbe" olarak anılan müdahalesindeki temel hedeflerinden olan Necmettin Erbakan'ın cenazesinde TSK'nın en üst düzeyde temsil edilmesi, günün önemli notları arasında sayılabilir. Yine 28 Şubat sürecinde Milli Görüş çizgisinden koparak AKP'yi oluşturan kadroların cenazede ön saflarda yer almaları da dikkat çekiciydi.
70'li yıllarda "ağır sanayi hamlesi" yaparak ülkeyi kurtarma vaatlerinde bulunan, "kadayıfın altı kızardı" sözüyle mizah dünyasına katkıda bulunan, Karaköy'deki "Güzel İstanbul" heykelini bir gece yarısı operasyonu ile kaldırtan, Susurluk kazası ile ortaya dökülen devlet içi çetelere karşı yapılan protestolar için "goy goy dansı yapıyorlar" ve bu iddialar için "fasa fiso" diyen, "Türkiye'nin şu anda bir şeye karar vermesi lazım, Refah Partisi adil düzen getirecek, bu kesin şart, geçiş dönemi yumuşak mı olacak sert mi olacak, tatlı mı olacak kanlı mı olacak, altmış milyon buna karar verecek" diyerek büyük tartışmalara sebep olan, Saadet Partisi'ni şuurlu Müslüman yapan bir fabrikaya benzetip, bu fabrikada insanların başına cihat çivisi, haftalık toplantı çivisi, Milli Gazete çivisi çakarak onları şuurlu Müslüman yaptıklarını söyleyen Erbakan'ı cenazesinde de yalnız bırakmayan yüz binlerce Müslüman, "Mücahit Erbakan", "hakkımız sana helal olsun" sloganlarıyla yürüdü.
KISACA NECMETTİN ERBAKAN…
1926 yılında Sinop'ta doğan İstanbul Erkek Lisesi'ni 1943 yılında birincilikle bitirmişti. Başarılı bir akademisyen olarak atıldığı çalışma hayatını daha sonraları sanayi alanında sürdüren Erbakan 1969 seçimlerinde Konya Bağımsız Milletvekili seçilerek siyasete atıldı. 1970 yılında Milli Görüş'ün ilk partisi olan Milli Nizam Partisi'ni kurduysa da, bu parti TSK tarafından 1971 yılında kapatıldı. 1972 yılında kurulan Milli Selamet Partisi, Erbakan liderliğinde girdiği 1973 seçimlerinde % 12 oy alarak 51 parlamenterle meclise girdi. 1974 yılında kurulan MSP-CHP koalisyonunun Kıbrıs Harekatı'nı gerçekleştirmesinden iki ay sonra bozdurulmasıyla başlayan siyasi kriz içinde MSP'nin de bulunduğu dörtlü koalisyonla aşıldı. Bu hükümette de Başbakan Yardımcılığı ve Ekonomik Kurul Başkanlığı görevlerini sürdüren Erbakan, 1977 seçimlerinden sonra kurulan üçlü koalisyonda da aynı göreve devam etti.
1978 yılı başında 12 Eylül 1980'e kadar muhalefette kalan MSP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, 12 Eylül Cuntası'nın getirdiği yasaklarla 1987 yılına kadar politikadan uzak kaldı. Eylül 1987'deki referandumla yeniden siyasi haklarını elde eden Erbakan önce 11 Ekim 1987 tarihinde Refah Partisi'nin genel başkanlığına ve 1991 seçimlerinde de Konya Milletvekiliği'ne seçildi. 1995 genel seçimleri sonrasında hükümeti kurma görevini alarak 7 Temmuz da başbakanlık koltuğuna oturan Necmettin Erbakan, 1998 yılı Şubat ayında bu kez "post modern darbe" sonucu Refah Partisi'nin kapatılmasıyla bir kez daha siyasi yasaklı konumuna geldi. 5 yıl süren yasaklılık sürecinin sonunda Milli Görüş'ün yeni partisi olan Saadet Partisi'ne genel başkan seçildi.
Necmettin Erbakan, 1998 yılında kapatılan Refah Partisi'nin devlete iade edilmesi gereken Hazine yardımını sahte belgeler düzenleyerek harcanmış gibi gösterdiği ortaya çıkınca yargılanmaya başlandı. Kamuoyunda "Kayıp Trilyon" davası olarak bilinen davada, Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 2002 yılında "özel evrakta sahtecilik" suçundan 2 yıl 4 ay hapis cezasına mahkûm oldu. Ankara Numune Hastanesi'nden aldığı sağlık raporu doğrultusunda infazı ertelen Erbakan'ın "Kayıp Trilyon" davasında aldığı hapis cezası TCK'da yapılan değişiklikle ev hapsine çevrildi. Erbakan ev hapsini çekerken Adli Tıp Kurumu'nun "sürekli hastalık" raporu doğrultusunda, aynı davada adı geçen ve dokunulmazlığı nedeniyle yargılanamayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından 19 Ağustos 2008'de affedildi. Necmettin Erbakan hakkında verilen ceza yüz kızartıcı bir suç nedeniyle alındığı için Erbakan'ın siyasi yaşamının bittiği varsayıldıysa da, ev hapsi ve af sürecinden sonra siyasi haklarına yeniden kavuştu.
Sol ayak damarlarındaki iltihaplanma nedeniyle uzun zamandan beri Ankara'daki özel Güven Hastanesi'nde tedavi gören Milli Görüş lideri 54. Hükümet Başbakanı ve Saadet Partisi Genel Başkanı Erbakan, kalp yetmezliği nedeniyle 27 Şubat 2011 günü öğle saatlerinde yaşamını yitirdi. Erbakan'ın cenazesi 1 Mart 2011 Salı günü İstanbul Fatih Cami'nde öğle namazından sonra kılınan cenaze namazının ardından İstanbul Merkez Efendi'deki aile kabristanlığına defnedildi.