İstanbul LGBTİ (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans*, İnterseks), özelde trans sorunları için çalışan LGBTİ bireylerin insan haklarını destekleyen ve koruyan, trans bireyler tarafından kurulmuş ve sürdürülen bir taban örgütü. İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği, 2007'den beri aktif çalışan, 2011'den bu yana da resmi bir dernek olarak faaliyetlerini sürdüren İstanbul'daki ilk trans odaklı sivil toplum girişimi olma özelliğini taşıyor.
İstanbul LGBTİ, bir grup trans aktivist tarafından LGBTİ bireylerin haklarını savunmak, ayrımcılık ve şiddetle mücadele etmek, hukuksal ve psikolojik destek sağlamak, yasal görünürlük elde etmek ve nefret cinayetleri ile mücadele etmek gibi amaçlarla kuruldu.
Dernek bileşenleri, LGBTİ bireylerin yaşadığı bu sorunlara karşı verdiği siyasi ve hukuki mücadelenin yetersiz kaldığını ve yeni alanların açılması gerektiğini fark ederek 2012 yılında, Türkiye ve dünyada bir ilk olan Trans Misafirhanesi'ni açtılar. İstanbul'da Tarlabaşı semtinde açılan misafirhane maddi zorluk yaşayan, sağlık durumu kötü ve kalacak bir yeri olmayan transseksüellere, eş cinsellere ve savaş mağduru LGBTİ mültecilere ev sahipliği yapıyor.
Ne yazık ki trans kadınların birçok konuda hiçbir seçim hakkı yok. Bu sebepten seks işçiliği dışında fazla alternatifi olmayan trans bireyler, aynı zamanda barınma konusunda da birçok zorlukla karşılaşıyorlar. Trans bireyler barınacak yer bulamamanın yanı sıra yüklü kiralarla başbaşa kalıyor ve ev satın alma ya da kiralama konularında da ayrımcılığa maruz kalıyorlar. Devletten talep edip alınamayan hizmetleri bireysel destekler ve sivil toplum örgütlerinin yardımlarıyla sağlamaya çalışan Trans Misafirhanesi, trans bireylerin barınma sorununa geçici de olsa bir çözüm oluşturuyor.
Bu fotoğraf serisi, transfobik ve homofobik söylemlerin azaltılarak bu bireyler üzerinde ayrımcılığı ve ötekileştirmeyi yok etmek, trans bireylerin toplum içerisindeki görünürlüğünün ve alternatif barınma alanlarının devlet tarafından yapılan yasalarla desteklenerek artmasını sağlamak ve toplum içerisinde yaşayan insanların bu konuda farkındalığını geliştirmeyi amaçlıyor.
Gezi olaylarında görünürlükleri daha da artan trans bireyler için tek bir slogan vardı: 'Ya hep beraber, ya hiç birimiz!' Hep birlikte barış içinde yaşayacağımız, nefret cinayetlerinin ve suçlarının olmadığı bir ülke umuduyla...
Bu fotoğraf sergisi,4 Ocak 2015' de yaşamına son vererek aramızdan ayrılan trans* kadın Eylül Cansın'a ithaf edilmiştir.
(Türkiye'de, trans kimliğin tanınmaması, yasal korumanın sağlanmaması, hükümetin cinsiyet kimliği konusunda herhangi yasal korumaya gitmemesi şiddet vakalarının sayısını arttırıyor ve dolayısıyla cinayetle sonuçlanan vakalar da artıyor. Türkiye'de 2009-2014 yılları arasında 34 trans kadın nefret cinayetinin kurbanı oldu.)
*Trans: Bu terim transseksüel ve travesti gibi cinsiyet kimliği konusunda ayrıştırma yapmamak adına seçilen bir üst kimlik ve şemsiye terimidir.
(Bu seri istanbul LGBTi Dayanışma Derneği'nin katkılarıyla hazırlanmıştır.)